Gönül, Yatırımcı İlişkileri Derneğince (TÜYİD) bu yıl "Yeni Denge" ana temasıyla düzenlenen 11. TÜYİD Yatırımcı İlişkileri Zirvesi'nin açılışında yaptığı konuşmada, TÜYİD’in bu yılki zirvesinde bulunmaktan memnuniyet duyduğunu ifade etti.
Salgın ve savaş sonrasının küresel ekonomi için zorlayıcı olurken, yatırımcıların da tasarruflarını korumak için sermaye piyasalarına yöneldiğini belirten Gönül, şunları kaydetti:
"Önümüzdeki dönemde küresel ekonomiyi etkileyecek ana risk faktörleri olarak enerji piyasaları, savaş ve enflasyonist süreci görüyoruz. Bu riskler, gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomilerin nasıl, nerede ve ne zaman dengeye geleceği sorularını da beraberinde getirmektedir. Zirvenin teması olan ‘Yeni Denge’ sadece önemli bir fikir değil, yönlendirici bir kılavuz da olacaktır. Sermaye piyasaları açısından bizim için dengenin ana unsurları piyasalarımızda arz ve talebin dengelenmesi, yatırımcıların tasarruflarını yatırabileceği araçların çeşitliliği, şirketlerimizin ihtiyaç duyduğu fonları temin edebilmesidir. Kısacası, sermaye piyasası araçlarına yatırılan tasarruflarla yatırımların finanse edilebilmesi olmalıdır. Bunun yanı sıra yatırımcıların bilgiye ihtiyaç duyması, şirketlerimizin de yatırımcıların bilgi taleplerini şeffaf ve doğru bir şekilde karşılaması, yeşil dönüşüm ile bunun şirketler ve yatırımcılar tarafından karşılık bulması da yeni bir denge olarak değerlendirebileceğimiz hususlardır.”
“Hem gerçek kişi hem de kurumsal yatırımcı sayıları giderek artıyor”
İbrahim Ömer Gönül, yatırımcılar ve şirketlerin, sermaye piyasalarında dengeyi oluşturan en önemli iki güç olduğunu aktararak, son dönemde piyasalarda hem gerçek kişi hem de kurumsal yatırımcı sayılarının giderek arttığını ve artmayı da sürdürdüğünü söyledi.
Pay piyasasında toplam bakiyeli yatırımcı sayısının son durum itibarıyla 3 milyonu geçtiğini, bunun yaklaşık 2,8 milyonunun gerçek kişi yatırımcılardan oluştuğunu bildiren Gönül, “Kurumsal yatırımcı sayımız da artış gösteriyor. Eylül sonu itibarıyla toplam 1.024 adet menkul kıymet yatırım fonumuz mevcut. Bu yatırım fonlarına 3,5 milyon kişi yatırım yapmıştır. Bu fonların portföy büyüklüğü 455 milyar TL’yi buldu. 385 adet emeklilik yatırım fonu da 7,7 milyon katılımcı sayısı ve 362 milyar TL toplam fon büyüklüğü ile sermaye piyasalarımızda önemli bir yer tutmaktadır. Bunların yanı sıra piyasa değeri 1,6 milyar TL’ ye ulaşan 9 adet menkul kıymet yatırım ortaklığımızı da mutlaka saymak gerekir.” diye konuştu.
Gönül, sermaye piyasalarından fon temin eden şirketlerin sayısının da her geçen gün arttığını vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
“2021 yılında 52 şirket, 2022 yılı başından beri ise 33 şirket halka arz için onay aldı. Şirketlerimiz halka açılarak pay piyasasından 2021 yılında 21,6 milyar TL, 2022 yılı içinde de halka arzı gerçekleştiren 31 şirket 13,2 milyar TL fon temin etmişlerdir. 2 şirketin de halka arz süreci devam ediyor. Şirketlerimiz sadece pay ihracı yoluyla değil, borçlanma araçları yoluyla da piyasalarımızdan önemli ölçüde fon temin etmektedir. Son durum itibarıyla özel sektör borçlanma araçlarının piyasa değeri 142 milyar TL’yi buldu. Son 9 aylık dönemde ihraç onayı verilen borçlanma araçlarının ihraç tutarı 1 trilyon TL’yi geçmiştir. Geçen yıla göre yüzde 56’lık artış söz konusu.”
“Gayrimenkul yatırım ortaklıklarının toplam piyasa değeri 136 milyar TL’ye ulaştı”
SPK Başkanı Gönül, gayrimenkul piyasasının, küresel olarak son dönemde ekonomik gelişmelerden en fazla etkilenen piyasalardan biri olduğunu belirterek, gayrimenkul yatırım fonları ve ortaklıklarının, gayrimenkul piyasasının gelişmesine, yapı stokunun niceliğinin ve niteliğinin arttırılmasına katkıda bulunduğunu söyledi.
Türkiye’de 94 gayrimenkul yatırım fonu ve 38 gayrimenkul yatırım ortaklığının bulunduğunu aktaran Gönül, “Gayrimenkul yatırım ortaklıklarının toplam piyasa değeri eylül ayı sonu itibarıyla 136 milyar TL’ye ulaşmıştır. Gayrimenkul yatırım fonlarımızın da fon büyüklüğü 22 milyar TL’dir.” dedi.
Gönül, dünyada yaşanan gelişmelerin, ülkelerin kendi kendilerine yeterlilik düzeyini yakalamaya çalışmalarının önemini ortaya çıkardığını, bunun da yeni yatırımların, girişimlerin, icatların ve teknolojilerin finansmanı ile mümkün olabileceğini, piyasalarda da bunu destekleyecek girişim sermayesi yatırım fonları ve ortaklıkları, kitle fonlaması enstrümanlarının bulunduğunu söyledi.
Eylül sonu rakamlarıyla toplam portföy büyüklüğünün 28 milyar TL'yi geçen 134 girişim sermayesi yatırım fonu ve piyasa değeri 8 milyar TL'yi bulan girişim sermayesi yatırım ortaklığının faaliyet gösterdiğini aktaran Gönül, “Küresel olarak bir denge bulmamız gereken en önemli başlıklardan biri de karbon emisyonunun azaltılmasıdır. İklim değişikliğine ‘dur’ diyecek çalışmalar hayati önem taşımaktadır. Biz de sermaye piyasalarında yeşil dönüşüme ve sürdürülebilirliğe katkı sağlayacak çalışmalara imza atmak için elimizden gelen bütün çalışmaları yapıyoruz. Bilindiği gibi bu konuda bir rehber yayımlayarak yeşil ve sürdürülebilir borçlanma aracı ihraçlarında yol gösterici olmaya çalıştık.” şeklinde konuştu.
“Riskleri bertaraf etmenin yolu yatırımcıları bilgilendirmekten geçmektedir”
İbrahim Ömer Gönül, sermaye piyasalarına yönelen yatırımcıların ve şirketlerin artmasının yıllardır harcadıkları emeğin artık yavaş yavaş sonucunu almaya başladıklarının bir göstergesi olduğunu vurguladı.
Halka açılmaların devam etmesi ve artan sayıda yatırımcıların sermaye piyasalarına gelmesinin memnuniyet verici olduğunu ifade eden Gönül, “Ancak yatırımcılarımızın yatırım kararlarını sağlıklı bilgilere dayanarak vermesi çok büyük önem arz etmektedir. Yatırımcılarımızın finansal okuryazarlığının artması, doğru karar vermesini sağlayacak bilgilerin onlara ulaşması Kurul olarak hassasiyetle üzerinde durduğumuz bir konudur. Bu noktada, şirketlerin aynası konumundaki yatırımcı ilişkilerinin önemli bir rol üstlendiği kanaatindeyiz. Kamuya açıklanan bilgilerin doğruluğu, şeffaflığı ve erişilebilirliği eskiden de çok önem taşımaktaydı. Bugün bunun daha da önemli olduğunun, yatırımcı sayısının artmasıyla birlikte daha dikkat etmemiz gereken bir konu olduğunun farkındayız.” diye konuştu.
İnternetin her türlü bilgiye erişimde sağladığı kolaylıklarla yatırımcılara pozitif katkıda bulunurken, özellikle sermaye piyasalarına ilk defa adım atan, finansal okuryazarlığı kısıtlı yatırımcılar açısından da riskler barındırdığına işaret eden Gönül, bu riskleri bertaraf etmenin önemli bir yolunun yatırımcıları zamanında ve doğru şekilde bilgilendirmekten geçtiğini söyledi.
TÜYİD Başkanı Aslı Selçuk da zirvede gün boyunca 4 farklı oturumda tecrübeli yöneticilerle yeni dengeyi, fırsatları ve risklerin konuşulacağını söyledi.
Bu süreçte yatırımcı ilişkileri yöneticileri açısından değişmeyen dinamiğe değinen Selçuk, şunları kaydetti:
“Yatırımcı ilişkileri profesyonelleri olarak önceliğimiz, her koşulda ortaya çıkan dinamikleri yönetmek suretiyle ülkemiz, sektörlerimiz ve şirketlerimiz için kalıcı bir katma değer yaratmaktır. Yatırımcı ilişkileri, piyasalarda şeffaflık ve güven teşkil edilmesi, şirketlerimizde halka açıklık kültürünün yerleşmesi, yatırımcılara veri ve bilgiye dayalı objektif karar alma imkanı sağlayarak piyasaların derinleşmesi açısından stratejik öneme sahip bir yönetim fonksiyonudur. Bu nedenle şirketlerde yetkin bir yatırımcı ilişkileri birimlerinin bulunmasının kritik bir önem taşıdığına inanıyoruz.”
Son 2 yılda Türkiye sermaye piyasalarında halka arzların rekor seviyelere ulaştığına büyük bir memnuniyetle şahit olduklarını aktaran Selçuk, “Önümüzdeki dönemde şirketlerimizin sermaye piyasalarına olan ilgisinin artarak sürmesini diliyor, TÜYİD olarak her aşamada şirketlerimizin yanında olduğumuzun altını çizmek istiyorum.” dedi.
Selçuk, 2009 yılında kurulan TÜYİD’in, bugün 91 kurumsal üyesi ile Borsa İstanbul piyasa değerinin yüzde 75’ini temsil eden bir noktaya geldiğini bildirdi.
Zirve, çeşitli oturumların ardından bugün sona erecek.
Kaynak: