Konya'da Mustafa Büyükkaplan Hafız Proje Ortaokulu ve Lisesi'nde 750 Hafızın İcazet Tevdi Töreni, Karatay Spor ve Kongre Merkezi'nde düzenlendi.
Törende konuşan TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Kur'an-ı Kerim'i ezberlemenin her faniye nasip olmayan özel bir kazanım olduğunu belirterek, "Hafızlık, kişi için bir iftihar vesilesi olduğu kadar toplumdaki görünmez önemli payelerden biridir." dedi.
Şentop, Karatay Spor ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen Mustafa Büyükkaplan Hafız Proje Ortaokulu ve Lisesinde 750 Hafızın İcazet Tevdi Töreni'nde, program vesilesiyle hafızlarla birlikte olmaktan büyük memnuniyet duyduğunu söyledi.
Şentop, hafızlık icazeti almış bir çocuk babası olarak, bu mutluluğu en iyi anlayanlardan biri olduğuna işaret ederek, şöyle konuştu:
"Hafızlık, her faniye nasip olmayan özel bir kazanımdır. Hafızlık, kişi için bir iftihar vesilesi olduğu kadar toplumdaki görünmez önemli payelerden biridir. Bu sebeple toplumun manevi değer normlarından olan hafızlığın, görünmeyen ancak şahsa yüklediği ağır bir sorumluluğu da mevcuttur. Zira zihinde taşınanı ruhlara nakşetmeyi gerektiren bir ayrıcalık ve sorumluluktur. Peygamber Efendimizin, 'Sizin en hayırlınız, Kur'an'ı öğrenen ve öğretendir' şiarıyla hareket ederek, başta aileleriniz olmak üzere, hayat boyu Kur'an-ı Kerim’in ışığıyla hem aydınlanmaya hem de çevrenizi aydınlatmaya devam edeceksiniz inşallah." diye konuştu.
- "Tarih boyunca hafızlar toplumumuzun en itibarlı insanları olmuştur"
Hafızlığın yoğun bir çalışmanın ve gayretin sonucu olduğuna değinen Şentop, bunun aynı zamanda Allah'ın bir lütfu ve ikramı olduğunun altını çizdi.
Şentop, milletin hafızlığa büyük kıymet verdiğine işaret ederek, "Tarih boyunca hafızlar toplumumuzun en itibarlı insanları olmuştur. Milletimiz her şart altında ve zorluklar içinde hafızlar yetiştirmeyi bir vazife olarak görmüştür. İslam'ı diğer semavi dinlerden ayıran en önemli vasıf, dinin ilk ve en temel metni olan Kur'an'ın vahiyle geldiği, nazil olduğu şekliyle muhafaza edilmiş olmasıdır. Bu sadece Müslümanların inancı meselesi değildir. Bu bir tarihi hakikattir. Hiçbir yazılı ve sözlü metne nasip olmayan mazhariyet Kur'an-ı Kerim için vardır." dedi.
- "Okul hayatıyla hafızlık birlikte yürütülmeye başlanmıştır"
Modern dönemde eğitim ve öğretim hayatının farklı şekilde programlanmasıyla hafızlık yapmada bazı sınırlamalarla karşılaşıldığını aktaran Şentop, şunları kaydetti:
"Okul hayatı var, buna devam etmek icap ediyor. Bazı yerlerde zaman içinde zorunlu hale gelmiş. Hafızlık bu hayatın içinde değil. O zaman hafızlık yapabilmek için okul hayatı dışında yollar aramak gerekmiştir. Okul başarısını önemseyen aileler çok arzu etmelerine rağmen çocuklarını hafızlık için okuldan ayırıp başka bir yere gönderemiyorlardı. Okul başarısı olan çocuklar hafızlık hayatından mahrum kalıyorlardı. Cumhurbaşkanımızın direktifleri ve sahiplenmesiyle ilk defa Konya'da hafızlık proje imam hatip fikri geliştirildi. Böylece okul başarısı yüksek öğrencileri ve ailelerini de Kur'an öğretiminin ezberini içine katabilmek mümkün olmuştur. Okul hayatıyla hafızlık birlikte yürütülmeye başlanmıştır. Bu çocuklarımız, aileleri ve milletimiz için büyük bir nimettir. "
- "Kur'an'ın hem lafzına hem manasına vakıf olmalıyız"
Şentop, Kur'an-ı Kerim'i ezbere okumanın yetmeyeceğini belirterek, "Ayetleri anlayarak ve yaşayarak idrak etmek gerekir. Kur'an, hayata dair bir kitaptır. Yaşayanlar için davranışlarının ve eylemlerinin, daha iyi insan olma yolunda ihtiva ettiği manalarla kavranılması için vardır. Bunun en müşahhas örneği de Peygamber Aleyhisselamdır. Kur'an'ın hem lafzına hem manasına vakıf olmalıyız ki yaşantımıza tatbik edebilelim ve insanlara onu anlatabilelim." ifadelerini kullandı.
Hafızların, İslam'ın ortaya çıktığı ilk dönemden bugüne kadar Müslümanların nezdinde daima öncelikli olan bir ayrıcalıkla şereflendiğini vurgulayan Şentop, "Bütün Müslümanlar, yaşamlarının her alanında hayat düsturu edindikleri mukaddes kitaplarının öğrenilmesi ve ezberlenmesi noktasında, tarih boyunca üstün bir gayret içinde olmuşlardır. Bugün elden ele devreden bu meşaleyi sizler elinize alıyorsunuz. 'Size öyle bir emanet bırakıyorum ki, ona sımsıkı sarıldığınız müddetçe yolunuzu şaşırmazsınız. O emanet, Allah’ın kitabıdır.' diyen son Peygamber'in varisleri oldunuz." sözlerine yer verdi.
- "Kur'an'ı hıfzederek zihnimizi, kalbimizi aydınlattık"
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş ise, "Gönlüm ister ki camilerimizin mihrapları, minberi ve kürsüleri hafızlarla süslensin. İmam hatip liselerimizin sınıflarında hafız öğretmenlerimiz olsun. İlahiyat fakültelerimizin kürsülerinde hafız doçentlerimiz, profesörlerimiz ders versin." dedi.
- "Kur'an'ı hıfzederek zihnimizi, kalbimizi aydınlattık"
Kur'an-ı Kerim'i öğrenmedeki hedefin insanları karanlıktan aydınlığa çıkarmak olduğunu vurgulayan Erbaş, "Kur'an'ı hıfzederek zihnimizi, kalbimizi aydınlattık. Nur haline geldi adeta. Şimdi hayatımıza tatbik ederek, ömrümüzün sonuna kadar, onu diğer insanlar da ondan daha fazla istifade etsinler, karanlıktan, cehaletten kurtulsunlar. Rabbimizin emirleri doğrultusunda yaşasınlar, nehiylerinden uzak dursunlar diye büyük bir mücadelenin içerisine gireceğiz." diye konuştu.
Erbaş, hafızların görevinin İslam'ın davetçileri olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
"Çünkü hafızlar olarak peygamber varisi olmayı en çok hak eden kardeşlerimizsiniz. Hafızlar, Peygamber Efendimizin yerine getirmiş olduğu bu vazifeleri, omuzlarına emanet almış kişilerdir. Birer şahit olarak, müjdeci, uyarıcı, davetçi, tebliğci ve mürşit olarak İslam'ı bütün insanlığı aydınlatmak için birer ferdi olacağız, neferi olacağız. Gönlüm istiyor ki eğitiminizi tamamladıktan sonra hangi üniversiteyi bitirirseniz bitiriniz, hangi alanda olursanız olun Kur'an-ı Kerim'den istifade edeceksiniz inşallah. Gönlüm ister ki camilerimizin mihrapları, minberi ve kürsüleri hafızlarla süslensin. İmam hatip liselerimizin sınıflarında hafız öğretmenlerimiz olsun. İlahiyat fakültelerimizin kürsülerinde hafız doçentlerimiz, profesörlerimiz ders versin. Gönlüm istiyor ki üniversitelerde akademisyenlerden, hafız tabiplerimiz, mühendislerimiz ve öğretmenlerimiz olsun. Ülkemizin her yerinde, her alanında sizlere ihtiyaç var. Sizler çok önemlisiniz, çok değerlisiniz. Önemli olduğunuzu hiçbir zaman aklınızdan çıkarmayınız."
- "Hafız yetiştirme projesi başarıyla devam ediyor"
İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Bilal Erdoğan da ülkenin dört bir yanında imam hatip ortaokulu ile hafız yetiştirme projesinin başarıyla devam ettiğini aktardı.
Oğlu Ömer Tayyip'in de proje kapsamında hafızlık yaptığını anımsatan Erdoğan, "Bu hafızlarımız şimdi liselerde eğitimine devam ediyor. Yakın zamanda da üniversiteye geçecekler. Bir vatandaşımız, kardeşimiz peygamber sevgisiyle yetişirse, Allah sevgisini hissederek bir gününü daha geçirirse bir öğrencimiz, genç kardeşimiz hayatında Kur'an-ı Kerim ile devamlı ve sağlıklı ilişki kurmayı başarır, onun mesajını anlamaya gayret gösterirse bu toplum ve ülke elbette ki daha güzel bir ülke ve toplum olur. Elbette bu ülke ve millet dünyaya daha fazla hizmet eder, daha fazla iyilikleri ve güzellikleri yayar. Dünyanın buna ihtiyacı var." diye konuştu.
Erdoğan, proje kapsamında hafızlık yapan öğrencilerin, akademik başarılarının da üst düzeyde olduğuna işaret ederek, "Yabancı dil eğitimleri de sınav başarıları da üst düzeyde. Robotik Deneyap Atölyeleri'nden tutun TÜBİTAK ve TEKNOFEST projelerinde başarıları var. Ümit ediyorum ki milletimiz bu çocukların ne yaptığını, hangi yolda gittiğini daha geniş kapsamlı daha doğru anlasınlar ki daha çok vatandaşımız, hayırseverimiz, insanımız bu projelere bu okullara bu gençlere sahip çıksın." dedi.
Programda Şentop, hafızlık icazet belgesi verdiği bazı öğrencilerle fotoğraf çektirdi.
Törene Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Bilal Erdoğan, Konya Valisi Vahdettin Özkan, Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Nazif Yılmaz, Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, AK Parti Konya Milletvekili Tahir Akyürek ile Selman Özboyacı, icazet belgesi alan 750 hafız ile aileleri katıldı.