Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslendi. Erdoğan, son 3 haftada gerçekleştirdikleri iç ve dış programlara ilişkin değerlendirmede bulundu.
Bu kapsamda, Hasankeyf Tüneli ve bağlantı yollarının açılışını yaptıklarını, resmi ziyaret için Türkiye'de bulunan İsveç Başbakanı Ulf Kristersson'u Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde ağırladığını, Türk Devletleri Teşkilatı Liderler Zirvesi için gittiği Semerkant'ta çok sayıda ikili görüşmede bulunduğunu anlattı.
KKTC'nin anayasal ismiyle teşkilata gözlemci üye kabul edilmesinin, Semerkant'taki zirvenin en önemli kazanımı olduğunu vurgulayan Erdoğan, Türkiye'nin, teşkilatın gelecek dönemde hedeflenen bölgesel ve küresel seviyeye ulaşması için her türlü katkıyı yapacağını belirtti.
Erdoğan, geçen yıl sel felaketinin yaşandığı Kastamonu'nun 4 ilçesine doğalgaz arzı törenine 12 Kasım'da canlı bağlantıyla katıldığını da hatırlattı.
İstanbul İstiklal Caddesi'nde, 13 Kasım'da meydana gelen terör saldırısını da değerlendiren Erdoğan, saldırının hemen akabinde olayın failinin ele geçirildiğini, müteakip günlerde de yurt içinde ve yurt dışında eylemle bağlantılı çok sayıda kişinin yakalandığını vurguladı. Erdoğan, "Biz, bu tür saldırılarla verilen mesajları gayet iyi anlıyor ve cevabını da sahada gösteriyoruz." dedi.
Saldırının ardından G20 Zirvesi için gittiği Endonezya'da muhataplarına, Türkiye'nin terörle mücadeledeki kararlılığını en açık şekilde tekrar ifade ettiklerini söyleyen Erdoğan, Zirvede Türkiye'nin, küresel krizlerin çözümüne yaptığı katkıları liderlere yüz yüze anlatma imkanı da bulduklarını aktardı.
Dünyada, gıda ve enerji başlıkları ile tartışılan krizin asıl sebebinin küresel yönetim ve güvenlik sistemindeki çarpıklıklar olduğu tespitlerinin giderek daha çok benimsendiğine işaret eden Erdoğan, sağlıktan dijital dönüşüme, terörle mücadeleden göçe kadar dünyayı zorlayan her konuda Türkiye'nin insanlığa yapacağı katkıları anlatarak, daha geniş ve samimi işbirliği çağrısında bulunmayı sürdüreceklerini dile getirdi.
Rusya ve Ukrayna liderleriyle kimi zaman yüz yüze, kimi zaman telefon görüşmeleriyle bölgede yaşanan krizin etkilerini en aza indirmeye çalıştıklarını ifade eden Erdoğan, "Bu çerçevede, önceki hafta tahıl sevkiyatının devamını temin eden bir dizi telefon görüşmesi yaptık. Taraflara yaptığımız telkinler sayesinde, tıkanma aşamasına gelen tahıl sevkiyatının 120 gün daha uzatılmasını sağladık. Amacımız, Rusya-Ukrayna savaşını tamamen bitirecek kapsamlı ateşkes ve barış anlaşmasına kadar bu temasları sürdürmektir." diye konuştu.
Erdoğan, Katar'da yapılan 2022 FIFA Dünya Kupası'nın açılış törenine de katıldığını, bu vesileyle, açılış törenine katılan diğer liderlerle de samimi ve verimli görüşmeler gerçekleştirdiklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk Silahlı Kuvvetlerinin güney sınırlarında yürüttüğü harekatlarda büyük kayıplar veren terör örgütünün, sınırlardaki sivil yerleşim yerlerine yaptığı havan saldırılarıyla yine masumların kanını akıtarak, kirli yüzünü gösterdiğini kaydetti. Erdoğan, "Gaziantep'in Karkamış ilçesindeki saldırıda 5 yaşındaki bir evladımız ile 22 yaşında gencecik bir öğretmenimizi katleden terör örgütünü, son militanına kadar yok etme ahdimizi bir kez daha tekrarlıyoruz." şeklinde konuştu.
Artvin Yusufeli Barajı ve Hidroelektrik Santrali'nin açılışına da salı günü katıldığını hatırlatan Erdoğan, yatırım bedeli 35 milyar lirayı bulan bu eserin, yılda 1 milyar 900 milyon kilovatsaat enerji üreterek, ekonomiye yapacağı 5 milyar liralık katkıyla kendini 7 yılda finanse edeceğini bildirdi.
"87 milyon lira acil yardım ödeneği kullanıldı"
Türkiye'nin bir deprem ülkesi olduğu gerçeğinin, 23 Kasım sabah erken saatlerde Düzce'de meydana gelen 5,9 şiddetindeki sarsıntıyla bir kez daha hatırlandığını dile getiren Erdoğan, önemli bir yıkıma ve kayba sebep olmayan bu depremin ardından bakanların ve tüm kurumların vatandaşların yanında yer aldığını, gereken her türlü desteğin sağlandığını kaydetti.
Bu çerçevede afetzedeler için 1000'in üzerinde araç ve 5 bin 500'e yakın personelin sahada görev yaptığını, 4 bin aile çadırı kurulduğunu, 9 mobil mutfak ile 105 bin set sıcak yemek dağıtıldığını aktaran Erdoğan, "Acil yardım ödeneği olarak 87 milyon lira deprem bölgesinde kullanılmış, 7 bin 500 haneye eşya desteği verilmiş, ayrıca 11 bin hanenin hafif hasarının tamiri için destek sağlanması kararlaştırılmıştır." dedi.
Erdoğan, depremde ağır hasar aldığı tespit edilen Düzce merkez ile Cumayeri, Çilimli, Gölyaka ve Gümüşova ilçelerindeki 457 konutun yerine daha önceki afetlerde olduğu gibi TOKİ tarafından yenilerinin süratle inşa edileceğini dile getirdi.
Küba Devlet Başkanı Miguel Mario Diaz-Canel Bermudez'i çarşamba günü Türkiye'de ağırladıklarını anımsatan Erdoğan, bu ziyaretle Türkiye ve Küba'nın uzun yıllardan sonra bir araya gelerek, ilişkilerin güçlendirilmesi için irade ortaya koyduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 24 Kasım vesilesiyle de Türkiye'nin 81 vilayetinden öğretmenlerle bir araya geldiklerini belirterek, bu toplantıda Milli Eğitim Bakanlığının uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik sınavlarının sonuçlarını da kamuoyuyla paylaştıklarını aktardı.
Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü vesilesiyle 25 Kasım'da kadınlarla bir araya geldiklerini ifade eden Erdoğan, kalkınma planlarının merkezine "güçlü kadın, güçlü aile, güçlü Türkiye" ilkesini yerleştirmiş bir yönetim olarak kadınların şiddet başta olmak üzere her meselelerinde yanlarında olduklarının altını çizdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu programın ardından Pakistan ile Türkiye arasındaki en büyük savunma sanayi projesi MİLGEM'in 3'üncü gemisi Hayber'in suya indirilme törenine katıldığını, aynı gün Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif ve heyeti ile resmi görüşme yaptığını hatırlattı.
Konya'da da cumartesi günü çok sayıda eser ve hizmetin açılış törenini yapıp, Konyalılarla hasret giderdiklerini belirten Erdoğan, açılışı yapılan toplam yatırım bedeli 18 milyar 466 milyon lirayı bulan yüzlerce eser ve hizmetin Konya'ya hayırlı olmasını diledi.
Erdoğan, yarın turizmcilerle bir araya geleceklerini, çarşamba günü atanan yeni büyükelçileri kabul edeceğini, perşembe günü Ağrı'da yol açılış törenine canlı bağlantı ile katılacağını, ardından Milli Güvenlik Kurulu'nu toplayacaklarını söyledi.
Engelli Hakları Ulusal Eylem Planı'nı cuma günü açıklayacaklarını ifade eden Erdoğan, ülkeye eser, insanlara hizmet getirmek için çıktıkları yolcuğu Türkiye Yüzyılı ile taçlandırmakta kararlı olduklarını belirtti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yeni nesillere tüm hayallerini gerçekleştirebilecekleri bir Türkiye bırakmak için gece gündüz çalışmaya devam edeceklerini vurguladı.
Erdoğan, toplantıda, son dönemde sınırlar içinde ve dışında yoğunlaşan güvenlik tehditleri ile devam eden harekatları ayrıntılı şekilde değerlendirdiklerini bildirdi.
Pençe-Kilit Harekat bölgesinde verilen 7 şehide Allah'tan rahmet, yakınlarına ve millete başsağlığı dileyen Erdoğan, ülke sınırlarını 30 kilometre derinliğinde bir güvenlik şeridiyle koruma altına alma kararlarının, yaşadıkları her hadiseyle güçlendiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kendi güvenlikleri ve refahları için binlerce kilometre öteden gelip, terörist, masum ayrımı yapmadan her yeri yakıp yıkanlar, Türkiye'nin bu hassasiyetine saygı duymak mecburiyetindedir. Vatan topraklarının ve insanlarımızın güvenliğini ilgilendiren adımları atarken kimseden izin almadığımız gibi kimseye de hesap vermeyiz. İsim değişikliği oyunlarıyla tescilli terör örgütünü destekleyenlerin riyakarlıklarına tahammül etmek durumunda değiliz. Bize demokrasi, hak, özgürlük nutukları çekenlerin önce kendi ülkelerinde teröristlere ve terörist destekçilerine bakmaları gerekiyor. Küresel güvenlik mimarisini kökünden değiştirecek hadiseler yaşadığımız bir dönemde Türkiye, maruz kaldığı sayısız haksızlığa ve ambargoya rağmen kendi ihtiyaçlarını sağlayacak seviyeye gelmiştir. Artık ülkemizi, içi de altı da boş tehditlerle siyasi, diplomatik, ekonomik, askeri alanda kendi çıkarlarına aykırı pozisyonlara zorlamaya kimsenin gücü yetmeyecektir. Hamdolsun, bu hakikat meşakkatli bir sürecin ardından da olsa müttefiklerimiz başta olmak üzere tüm kesimler tarafından kabul edilmeye başlanmıştır."
"Dönemin şartlarına göre hareket edilmesi gerektiğini biliyoruz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye düşmanı lobilerin zorlamasıyla siyasi söylem düzeyinde hala eski alışkanlıklarını sürdürmeye çalışanların da yönetim seviyesinde bu gerçekle yaşamaya alıştıklarını gördüklerini dile getirdi.
Bölgesel ve küresel ilişkileri gözden geçirerek kendilerini bu yeni duruma hazırladıklarını belirten Erdoğan, şöyle konuştu:
"Uluslararası siyasette ebedi dostlukların ve ebedi düşmanlıkların olmayacağı temel ilkelerden ödün vermeden dönemin şartlarına göre hareket edilmesi gerektiğini biliyoruz. Şayet bu şekilde davranmamış olsaydık, terör örgütü ile doğrudan ve dolaylı olarak kurdukları kirli ilişkiler sebebiyle müttefik diye ifade ettiğimiz ülkelerin çoğuyla köprüleri çoktan atmamız gerekirdi. Bunu yapmadığımız gibi, bölgesel siyasi ve insani krizlerdeki farklı yaklaşımlarımız sebebiyle ilişki seviyemizi düşürdüğümüz kimi ülkelerle de selamı sabahı ilanihaye kesmedik. Türkiye'nin siyasi, diplomatik, ekonomik ve askeri gücü aynı zamanda umudunu bize bağlamış yüzlerce milyon kardeşimizin de güvenli, huzurlu, müreffeh geleceğinin teminatıdır. Halen sınır ötesi harekatlar yürüttüğümüz yerlerde yaşayan hiçbir kardeşimizin bundan sonrası için endişesi olmasın. Biz kimseye kökenine, inancına, mezhebine, meşrebine göre ayrımcılık yapmayız."
"Hiçbir yere öldürmek, yıkmak, yok etmek için gitmedik, gitmeyiz"
Erdoğan, attıkları her adımın, coğrafyanın tarihi ve insani mirasına sahip çıkarak, herkes için daha güzel bir geleceğin altyapısını inşa etme amacı taşıdığını belirtti.
Selçuklu'dan Osmanlı'ya, oradan da Cumhuriyete ve nihayet günümüze kadar ulaşan ortak hikayelerinin, samimi niyetleri ve hakkaniyetli pratiklerinin ispatı olduğunu anlatan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Biz hiçbir yere öldürmek, yıkmak, yok etmek için gitmedik, gitmeyiz. Özellikle de biz sadece yaşatmak, ihya etmek, inşa etmek varız. Ülkemiz içindeki 85 milyon vatandaşımız, misafir ettiğimiz milyonlarca mazlum, yakın coğrafyamızda yaşayan on milyonlarca kardeşimiz, dünyanın dört bir yanında bizi dikkatle izleyen sayısız insan bu hakikatin şahididir. Bir kez daha altını çizerek ifade etmek istiyorum, hiç kimse Türkiye'nin adalet ve dayanışma odaklı politikalarından rahatsız olmasın. Hiç kimse Türkiye'nin dostluk ve işbirliği merkezli diplomatik açılımlarından rahatsız olmasın. Hiç kimse, Türkiye'nin ortaya çıkacak refahı kendi vatandaşları veya tüm dostlarıyla paylaşma esasına dayalı ekonomik atılımlarından rahatsız olmasın. Hiç kimse Türkiye'nin güvenlik ve huzur çemberini genişletme amaçlı askeri harekatlarından rahatsız olmasın. Çünkü bu ülkenin tarihinde sömürge, vahşet, bencillik, zulüm yoktur. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın düsturunu yönetiminin merkezine yerleştiren bu ülkenin tarihinde sadece adalet, şefkat, merhamet, birlikte yaşama mücadelesi vardır."
Erdoğan, sivil veya asker verdikleri her şehidin şanlı hatırasının kutlu mücadele yollarını aydınlatan birer ışık olarak ebediyen kalplerinde yaşayacağını vurgulayarak, "Karşımıza çıkartılan teröristlerin de onları üzerimize salanların da topunu tek bir şehidimizin tırnağına değişmeyiz. Şehadeti en üst mertebe olarak gören milletimiz için gül bahçesine girer gibi toprağa verdiğimiz her insanımız, bir iftihar, gurur vesilesidir." dedi.
Aynı zamanda her şehidin, öfkelerini kabartan, mücadele azmini bileyen, güçlerini katmerleyen, kararlılığı perçinleyen bir yürek yarası olduğunu dile getiren Erdoğan, bu milletin ölümle dize getirilemeyeceğinin, kan dökerek teslim alınamayacağının son örneğinin 15 Temmuz olduğunu belirtti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, şunları söyledi:
"Yaklaşık 40 yılı bulan bölücü terörle mücadele tarihimizde verdiğimiz 8 binin üzerindeki güvenlik görevlisi, 25 bine ulaşan sivil şehidimizin ifade ettiği mesajı hala alamayanların olduğu anlaşılıyor. Bu milletin kanını dökebilir, canını alabilirsiniz, kalkınmasını geciktirebilirsiniz ama bu milletin istiklaline ve istikbaline dokunmaya kimsenin gücü yetmez, yetemez. Yıllardır ecellerini bekledikleri dağlarda kurda kuşa yem olan, daha dün açtıkları çukurlara gömülen, bugün içine sığındıkları beton tünelleri mezarları yapacağımız teröristlerin kullanım süresi artık dolmuştur. Teröristleri, kendilerini bekleyen acı akıbetten o çok güvendikleri ülkeler de hayatlarını pazara çıkartan terör baronları da kurtaramayacak. Diyarbakır özellikle hassas. Diyarbakır annelerinin şefkatli yüreklerinden kopup gelen çağrılar, terör örgütünün kanlı pençesinden kurtulmak isteyenlerin son umududur."
Erdoğan, Türkiye'nin son 20 yılda her alanda olduğu gibi çalışma hayatında da çok önemli mesafe katettiğini, bu gerçeği, sendikalaşma oranları, ücretler, sosyal haklar başta olmak üzere tüm verilerde açıkça görmenin mümkün olduğunu söyledi.
Erdoğan, "Mesela en yüksek asgari ücret artışları, asgari ücretlerin asgari ücret seviyesindeki kısmının gelir vergisi dışında bırakılması uygulamaları son dönemde yapılmıştır. Yatırım, istihdam, üretim ve ihracatla büyüyen Türkiye, eylül ayında tarihinin en yüksek istihdam rakamı olan 31,4 milyona ulaşmıştır. İstihdamdaki artış, sosyal güvenlik sistemimizin dengesine de olumlu yansımıştır." diye konuştu.
Kamu çalışanları için yapılan 6'ncı toplu sözleşmede maaş artışlarının yanı sıra kadrolara ilişkin de önemli kararlar alındığını ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bunlardan biri, uzun yıllardır beklenen memurların ek gösterge artışı meselesini daha önce çözüme kavuşturmuştuk. Bugünkü kabine toplantımızda da hazırlıkları Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımızca yürütülen kamudaki sözleşmeli personelin kadroya geçirilmesi hususunu değerlendirdik. Bu çalışmayla 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununun 4/B maddesini temel dayanak haline getirerek, mevzuat karmaşasını gidermek suretiyle sözleşmeli personel statüsünü yeniden belirledik. Mahalli idareler dahil olmak üzere sözleşmelilerin kadroya geçişinde 3 yıl bu statüde çalışmış olma şartı aranacaktır. Ayrıca 1 yıl da aday memurluk suresi olacaktır. Dolayısıyla sözleşmeliden kadroya geçiş 3 artı 1 yıllık bir süre sonunda gerçekleşecektir. Halihazırda 3 yılı dolmuş olan sözleşmeliler hemen aday memurluğa geçiş yapabilecektir. Henüz bu süreyi doldurmamış olanlar ise 3 yılın sonunda aynı hakkı elde edeceklerdir. Daha önceki kadro düzenlemesinin dışında tutulan 227 bin kişi ise süreleri de dolmuş olacağı için doğrudan kadroya geçme hakkını kullanabilecektir. Yeni statüye göre kamudaki 520 bin sözleşmeli personelden 424 bini isteğe bağlı olarak kadroya geçebiliyor. Kadro kapsamı dışında kalanlar, sözleşmeli askeri personel, sözleşmeli akademik personel, sözleşmeli KİT personeli, sözleşmeli sanatçı, sözleşmeli meclis danışmanı, sözleşmeli sağlık yöneticisi ve tamamı sözleşmeli kurum çalışanlarıdır. Sözleşmeliden kadroya geçmek istemeyen personelin hakları, görev süreleri sona erene kadar şahsa bağlı şekilde devam edecek, sonra kadroları kendiliğinden ilga olacaktır."
Kurumlar arası nakil hakkı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kadroya geçen personelin, kurumlar arası nakil hakkına 4 yıllık sürecin ardından kavuşacağını kaydetti.
Mahalli idarelerdeki sözleşmelilerden kadroya geçenlerin, sadece mahalli idareler arasında yer değiştirebileceğini bildiren Erdoğan, "Böylece kamu çalışanlarının önemli bir sorununu daha çözerek sözleşmeli-kadrolu statüsünü daha adil ve sürdürülebilir hale getirmeyi hedefliyoruz." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu konudaki hukuki düzenlemenin en kısa sürede Meclise sunularak hayata geçmesini sağlayacaklarını belirterek, bu önemli kamu personel reformunun kadroya geçme hakkı elde eden 424 bin sözleşmeliye ve ailelerine hayırlı olmasını diledi.
"EYT en kısa sürede"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, emeklilik için yılını doldurup yaş şartını bekleyenler ve geçici işçilerle ilgili çalışmaları da en kısa sürede tamamlayıp, kamuoyuna açıklayacaklarını bildirdi.
Kamu kurum ve kuruluşlarına yüksek lisans ve staj amacıyla yurtdışına personel göndermeleri amacıyla, 352 kontenjan tahsis ettiklerini dile getiren Erdoğan, kamu personelinin yurtdışı kariyer gelişimini desteklemek için açtıkları bu kadroların liyakat esasına göre kullanılmasını sağlayacaklarını ifade etti.
Adayların bu kadrolar için başvurularını elektronik devlet sistemine entegre kariyer kapısı üzerinden yapabileceğini anlatan Erdoğan, adayların değerlendirme süreçlerini şeffaf bir şekilde takip edebileceğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, mesleki eğitimi güçlendirmek amacıyla yürüttükleri çalışmaların meyvelerini almayı sürdürdüklerini belirterek, şöyle konuştu:
"Hamdolsun meslek liselerimizin doluluk oranı yüzde 100'e yaklaşmıştır. Artık bu liselere sistemin en altındaki değil, en seçkin öğrencilerimiz yönelmektedir. Bu yıl meslek liselerimizin döner sermaye üretimleri şimdiden 1 milyar 650 milyon lirayı bulmuş, elde edilen gelirin önemli bir kısmı da öğrencilerimize ve öğretmenlerimize aktarılmıştır. Başlattığımız dönüşüm sayesinde ülkemizdeki çırak ve kalfa sayısı 159 binden 1 yıl içinde 1 milyon 100 bine çıktı. Böylece sanayimizin en büyük sıkıntısı olan çırak, kalfa ve usta ihtiyacının karşılanması yolunda önemli bir mesafe katettik."
Mesleki eğitimdeki tecrübeyi uluslararası alana yayarak, 7 uluslararası meslek lisesi kurduklarını dile getiren Erdoğan, perşembe günü İstanbul'da yapılacak OECD Mesleki Eğitim Zirvesi'nde bu alandaki çalışmaları katılımcılarla değerlendireceklerini ifade etti.
"Yeni bir kampanyanın alevlendirildiğini ne yazık ki görüyoruz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yatırımcılara da çağrı yapmak istediğini belirterek, yılın ilk yarısında Merkez Bankası kaynaklarından yüzde 9 faiz oranı ve 2 yılı ödemesiz 10 yıl vade ile toplam 150 milyar lira yatırım kredisi kullandırma kararı aldıklarını hatırlattı.
Yatırım kredilerinin 100 milyar lirasını sanayi, 50 milyar lirasını turizm sektörlerine tahsis ettiklerini, kredi kullanımında ileri teknolojiye sahip, katma değerli ve istihdam potansiyeli yüksek yatırımlara öncelik verdiklerini anlatan Erdoğan, bugüne kadar Türkiye'nin 60 farklı şehrinden 500'e yakın firmanın 75 milyar lira kredi kullandığını aktardı. Erdoğan, yatırımcıları, ihracata yönelik alanlar başta olmak üzere, bu krediden istifade etmeye davet etti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, şöyle konuştu:
"Enflasyonun yılbaşından itibaren ciddi bir düşüş sürecine gireceği bir dönemin eşiğindeyiz. Tam da bu kritik günlerde zincir marketlerde satılan kimi ürünlerin fiyatlarının mukayesesi üzerinden yeni bir kampanyanın alevlendirildiğini ne yazık ki görüyoruz. Bu çerçevede ortaya konan ithamlar, Ticaret Bakanlığımız ile Hazine ve Maliye Bakanlığımız tarafından yakından takip edilmektedir. Elbette her iddia doğru çıkmamaktadır ancak kamuoyunda huzursuzluğa yol açan her rahatsızlığın üzerine gitmek bizim vazifemizdir. Ticaret Bakanlığımız bu çerçevede yaptığı hazırlıklar doğrultusunda önümüzdeki günlerde yeni uygulamaları devreye alacaktır. Vatandaşlarımızdan biraz daha sabır ve metanet bekliyoruz."
Kaynak: