En büyük sırrımız: Tazelik ve temizlik
2018 yılında hizmete açılan ve açıldığı günden bugüne kadar Konyalının uğrak noktası olan Sabri’den Tantuni ve Kokoreç, denizi olmayan bir şehirde midye satışı ile rekorlar kırıyor. Günde 5-6 defa sıcak midye çıkarttıklarını belirten Sabri Yatağanlı, “Sıcak midye diye bir şey yoktu. Bunu biz başardık. Midyenin en büyük sırrı: taze ve temiz olması” dedi.
Yaklaşık 15 yıldır hizmet sektöründe başarılı çalışmalara imza atan Sabri Yatağanlı, 3 yıl önce kendi ismi ile açtığı işletmesinde misafirlerine tantuni, kokoreç ve midyenin en lezzetli hallerini sunuyor. Tantuninin büyükbaş hayvanın her bölgesinden ve etinden olacağını aktaran Sabri’den Tantuni ve Kokoreç Firma Sahibi Sabri Yatağanlı, “Bizim 15 yıldır devam eden öğrendiğimiz iş bize şunu gösterdi ki en iyisi biftekten olur. Sinirsiz ve yağsız tantuni denildiği zaman akla bu gelmelidir. Sinir ve yağsız olarak en yumuşak olarak düşen ürün biftektir. O yüzden dananın sırt kısmı dediğimiz bifteği kullanıyoruz. Önüne gelen herkes de biftekle tantuni yapamaz. Bunun bir haşlanma derecesi, kıvamı ve haşlama metotları vardır. Biz rasgele haşlamıyoruz. Biftek etinin de zaten çok fazla haşlanmasına gerek yok. Eti fazla haşlarsan bu sefer et çamur olur, tavada kızartılmaz. Herkesin illaki ufak dokunuşları olacak. Biz biftek eti kullanırken o kadar içimiz rahat ki, misafirlerimiz yiyebilecekleri en kaliteli eti yiyor. Misafirlerimiz bize gelerek ‘benim çocuğum buradaki eti çok beğeniyor’ diyor. Biz çocuklar için çocuk menüsü tarzında içerisinde sadece tantuninin yer aldığı et ekmek tarzında menüler yaptık. Çocuklar o kadar güzel yiyor ki aileler de en azında ne yediğini biliyoruz diye mutlu oluyor. Öyle olduğu için çocuklarda bu eti çok seviyor. Bu eti eline aldığın zaman bastırdığınız zaman parçalanıyorsa o et kaliteli ettir. O yüzden tantuni, en iyisi biftekten olur. Ancak onda da işin metodunu bilmek gerekiyor” diye konuştu.
YENİ ÜRÜNLER DE GELECEK
Yoğurtlu tantuniye farklı bir açısı getirdiklerine değinen Yatağanlı, “Daha önce Mersin taraflarında yoğurtlu tantuni vardı ancak çok farklıydı. Onlar yoğurdu üstüne döküyordu ve pamuk yağı ile servis ediyorlardı. Bizde ise özel yaptırdığımız süzme yoğurdu en alta koyarak üzerine dilimlenmiş tantuni ve onun da üzerine sadece tereyağı sosu döküyoruz. Yoğurdu neden üste değil alta koyuyoruz? Biz, et ve tereyağı buluşsun istiyoruz. Yoğurt ve tereyağı buluştuğu zaman anında donma yapar. Et ve tereyağı buluştuğunda ise siz yiyene kadar donma ihtimali yok. İnsanlar yerken daha rahat etsinler diye böyle bir şey geliştirdik. Tadına baktırdık. Konya ve şehir dışı da yoğurtlu tantuniyi bizimle sevdi. Gelenlerde ‘yoğurtlu yemeye geldik’ diyor. Bu bizim bu işi yaparken ufak bir dokunuşumuz oldu. Daha da devamı gelecek. Yeni ürünlerde gelecek. Bağırsaksız kokoreç çalışması yapıyoruz, deniyoruz. Denemeden hiçbir şey olmaz. Araştırmalar her zaman devam ediyor. İşini seven insanlar, işini geliştirebiliyorsa başarılı olabilirler. Yeni inovasyonlar olacak. İnşallah yakın zamanda da göreceğiz” şeklinde konuştu.
BAŞARI: İNSANLARA VERİLEN GÜVEN
Denizi olmayan bir şehirde midye rekorları kırdıklarının altını çizen Yatağanlı, “Deniz olmayan bir şehirde, insanların yemek için şüpheyle yaklaştığı bir yerde biz midyenin rekorlarını kırıyoruz. Buradaki başarı, insanlara verilen güven. Güven, yapmış olduğun hizmet ve kalitenin devamlılığıdır. Sürdürülebilir bir kalite yaptığın zaman başarı onun arkasında geliyor. O başarıyı sağlayanlardan bir tanesi de güvendir. İnsanların sana ve senin işletmene güvenmesi, buraya gelirken kendi evlerine geliyormuş gibi hissetmesi, temizliğine ve titizliğine inanması. Biz sosyal medya da ürünleri an be an bütün görüntülerini paylaşmaya çalışıyoruz. Buradaki amaç ise insanlar gelseler de gelmeseler de, mutfağı görmek isteseler de istemeseler de en azından sosyal medya ulaşabildiğimiz binlerce insana ürünlerin temizliği hakkında, yapılışı hakkında bilgi sahibi olmasını istiyoruz” dedi.
SAATLİK TAZE MİDYEYE TALEP ÇOK FAZLA
Midyenin çok hassas bir ürün olduğuna vurgu yapan Yatağanlı, “İçerisinde bulunan demir ve çinko gibi vitaminler var. Buradaki olay ise sen bunu günlük taze yapamazsan, beklemiş bir ürün sunmaya çalışırsan insanlarda ister istemez mide bulantısı, mide ağrısı, zehirlenmeye kadar giden rahatsızlıklar olur. Biz daha önceden günlük taze midye üretiyorduk. Şimdi ise saatlik taze midye yapıyoruz. İnsanlara günlük olarak otobüslerden içi dolmuş hazır pişmiş midyeyi getir tezgâhına koy, sat değil. Midyenin kabuğunu temizliği yapılmış bir şekilde alıyoruz ve tekrar temizliğini yapıyoruz. Tekrar temizliğini yaptıktan sonra iç pilavını hazırlayarak baharatlarla harmanlıyoruz. Kaşık veya el yordamı ile içini doldurup beklemeye alıyorsun. Ama bütün bu işlemleri günlük olarak yapıyorsun. Şimdi ortalama günlük 3-5 bin bandında gidiyor. Biz bu aşamaların hepsini insanlara gösterdiğimiz zaman güvenle gelmeye başlıyor” şeklinde konuştu
KONYA’DA İLK: SICAK MİDYE
Günde 5-6 defa sıcak midye çıkarttıklarını ifade eden Yatağanlı, “Midyeyi ısıtma durumu yoktur. Sıcak sıcak çıktığı anda tüketilmesi lazım. Midye tekrar ısınmaz. Biz saatlik midye yapıyoruz ki sıcak sıcak tüketebilin diye. O yüzden sıcak midye ile birlikte insanlar daha önce Konya’da tatmadıkları bir lezzeti tattılar. Sıcak midye diye bir şey yoktu. Bunu biz başardık. İnsanlar ‘biz böyle güzel bir midyeyi sahil kenarında yiyemiyoruz’ gibi güzel geri dönüşler yapıyor. Midyenin en büyük sırrı: taze ve temiz olmasıdır. Şimdi kova midye yapıyoruz mesela. İnsanlar alırken rahat rahat alıp çöpünü de rahat atabilecekleri kova midye yaptık. Bunların hepsini Konya’da ilk biz yaptık. Elimiz güçlü, güçlü olmasının nedeni de işimize aşığız ve işimizi keyifle yapıyoruz. Daha iyisi olması için her gün kendimizi geliştiriyoruz” diye konuştu.
SOSLU VE ACI MİDYE YAPMAK İŞİME GELMEZ
Soslu midye noktasında talepler olduğunu aktaran Yatağanlı, “İşletme olarak çok özün dışına çıkmayı sevmiyoruz. Benim işime gelmez soslu midye yapmak. Çünkü beklemiş midyeyi sos eklesen soslu midye olur. Benim işime gelmez acılı midye yapmak. Bütün hatayı kapatır ve bütün baharatların önüne geçer. Kimse içindeki ürünün tazeliğini anlamaz sadece acı biber yer. Ben mutfağımda kendim nasıl yiyeceksem bizim buraya gelen misafirlerin de o şekilde yemesini istiyorum. Benim işime gelmeyen hiçbir şeyi de misafirlerime yedirmem. Talepler olsa da soslu veya acılı midye yapma durumumuz söz konusu değil” ifadelerini kullandı.
BU İŞ EKİP İŞİ
Yeni şube açma hayallerinin geçmişte yaşanılan pandemi nedeniyle ertelendiğine değinen Yatağanlı, “23 ay gibi bir süre kapalı geçti. Şimdi ise insanlar yaralarını yeni yeni sarmaya başlıyor. Sadece işletme olarak değil bizim hizmet ettiğimiz insanlarında geçirmiş olduğu zorluklar var. Yeni hedeflerimiz var. Konya’dan çıkıp dünyaya ulaşabileceğini düşündüğümüz fikirlerimiz var. Ama ne zaman gerçekleşeceği konusunda daha sağlam, bilinçli ve profesyonel adımlar atmak istiyoruz. Kendimizi basit bir iş olarak görmüyoruz. Bir yer açalım olmazsa kapatalım mantığı ile adım atamayız. Tantuni, kokoreç ve midyenin en iyisini sunmak için çalışan 24 kişi bir arada çalışıyoruz. Atacağımız adımlar büyük ve sağlam olmalı. Bu iş ekip işidir. Tek bir kişinin bilgisi ve birikimi dâhilinde değildir. Tecrübeler her şeyi gösterir ama herkesten bir bilgi alışverişi yaparsak, ekibinle bir şeyler paylaşırsak muhakkak başarıya götürecektir” dedi.
HEPİMİZ TURİZM ELÇİSİYİZ
Farklı yemek kültürlerinin tanıtılmasında bu yıl ikincisini düzenlenen Konya GastroFest’in güzel bir belediyecilik başarı olduğuna dikkat çeken Yatağanlı, “Vatandaşı ve halkı için çalışan güzel bir belediye başkanına sahibiz. Son 2 yıldır düzenlenen GastroFest’in içerisinde bulunuyoruz. Ayrıca Konya Tanıtım Günleri adında Ankara’da düzenlenen festivale de katıldık. Yine aynı festivalin önümüzdeki aylarda İzmir ve İstanbul’da düzenleneceği bilgisini aldık. İnşallah onlara da katılacağız. Bizi sevindiren taraf ise talebin belediyeden geliyor olması. Geçen seneye nazaran bu sene düzenlenen etkinliğe katılım oldukça fazla oldu. Şehir dışından katılım yapılan güzel reklamlar neticesinde güzel oldu. Biz orda hepimiz birer turizm elçisiydik. Şehrimize gelen insanlara işletmeler olarak güzel hizmetler vereceğiz ki ‘ne kadar iyi insanlar’ demeleri gerekiyor. Konya’ya gezmeye gelen bir insana kötü hizmet verirsen bir daha gelmek istemez. O yüzden hepimiz turizm elçisiyiz. Konya GastroFest çok kısa bir sürede uluslararası bir festival olacak. Biz bunun içerisinde ufak bir parça olabilirsek, bizim için en mutlu an o an olacak” diyerek sözlerine son verdi.
Kaynak: